18 Ekim 2011 Salı

A Şehrinden B Şehrine Giden Aracın Çemberi

   "Son yazdığımdan bu yana ne çok şey değişmiş..." diyecek oldum ama yazarken farkettim de pek birşey değişmemiş. Yani eğer; son yazdığım dönemle şimdi arasında olmuş olanları saymazsak... Hayatım resmen A şehrinden B şehrine hareket eden aracın, B şehrine vardığında bir çember etrafında tur atıp A'ya döndüğünü fark etmesi gibi. O zaman bu bir özet olabilir mesela.

    Öncelikle; artık gelin melin değilim. Zaten ben o görümce bozuntusuna da diyordum bak böyle deme bana diye ama o kendince "totem " yapıyordu heralde. Kendi bilir... Şimdi şöyle ki; aramızın bozulmuş olduğundan zaten bahsetmiştim Mr. Vodka ile, meğer bunun sebebi benim biricik ex-görümcem imiş. Yani en azından bunu çıkarabildim bütün olanlardan. Düşünmedim değildi ama yine de o kadar bizi barıştırma isteği taşıyan birinin aslında aramızı bozan kişi olduğunu düşünememiştim. Neyse zaten manyak çıktı benim görümce, gerçek bir psikopat.

   Mr. Vodka-Fallik İlişkisinin Çöküş Sebebi "The Ağzında Bakla Islanmayan Görümce!
   3. sayfa haberi gibi. Gören de bıçaklar hava uçuştu zanneder. Benim ex-görümceme verdiğim sırdan bahsettim mi hatırlamıyorum ama İstiklal'in ortasında gözümden yaşlar akarken biricik kardeşinin yavrusunu düşürmekte olduğumu haykırmıştım kulağına. Ve o da bana sarılmıştı, birlikte ağlamıştık. Bu bir sırdı ve bunu ona açıkça belirtmiştim. Daha sonra "ailemiz sana muhtaç, kurtar oğluşumuzu" konuşmasınıjn yapıldığı gece de "neden bana Mr. Vodka'nın bildiğini söylemedin?" demişti (ki o da biliyordu) ve ben yine de salak kafam işkillenmemiştim. Bütün bunlar olurken Minik Kel de benimle iletişimini kesmişti ki ben çok sorgulamıştım, aramıştım, mesajlar atmıştım ve en sonunda bırakmıştım ,ne hali varsa görsün bana ne be, diyerekten. Sonra bir gece başka bir arkadaşımız şehir dışından gelmişti ve beni görmek istedi. Yanıma geldiğinde Minik Kel de onunla birlikteydi. Bir iki ısrar neticesinde aldığım cevap "sen yelloz'un ablasına Vodka'dan çocuk aldırdım demeyecektin"... Gülsem mi ağlasam mı bilemedim o an... Yelloz'un bir ablası yoktu, varsa da ben tanımıyordum ve ben hiç çocuk aldırmamıştım. Ama büyük resmi bir yerden çıkarmaktaydım. Tabi ki hemen görümcem bozuntusunu arayıp olayı anlattım. Tabi ki o da "ayy saçmalamaaa! olur mu öyle şey? ben söylemedim öyle birşey! Belli ki kafası güzel, saçmalıyor...Haaa ya da Yelloz'un işi bu" dedi. Ben de "tamam, tamam" dedim kapattım. Bunu kafamın bir köşesine yazıp gece de bir arkadaşımla "fwb" yaptım. Zaman geçerken ben sorular soruyorum durmadan ve ex-görümcemin üzerine gidiyorum neden ve nasıllı sorularla. Artık Vodka'yla bunu konuşacağımdan, bu işin peşini bırakmayacağımdan bahsettikçe deliriyor, tartışıyor. Eh, en sonunda ben de bir mesaj attım şu anda hatırlamadığım. Bundan bir hafta sonra görümcemle ex olduk zaten sudan sebep bir kavgayla. Gerçi dahga sonra bana barın ortasında tokat attıktan sonra sarılışı var ama yemezler. Ben de ağzının payını verdim.

   Uzun Süren Yalnızlığın Ardından Börtü Böcekli İlişki
   Görümcemle de bozuşmamızdan birkaç hafta sonra bir gün okulda bir arkadaşımla otururken gerçekleşti Sayko ile nam-ı diğer ikinci tartışmamız. Birbirimizi birkaç senedir tanıyorduk ama görüşmemiştik son bir veya iki senedir. O gün geçirdiğimiz kesintisiz sekiz saat neticesinde ertesi gün yine üçümüz (ben, Sayko ve Antonio) sinemaya gitmek üzere sözleştik. Ertesi gün yine 3'ümüz buluşup, yine 3'ümüz sinemaya gittik. Filmimiz de Kaybedenler Kulübü'ydü. Bedava bulduk bileti o da ayrı. Neyse efendim, o gece Antonio'da kaldık yine 3'müz. Birlikte sinemaya gitmek yetmediğinden oturup iki ya da üç film daha izleyip ayrı ayrı uyuduk. Çok şükür ki en azından uyuma eylemimizi ayrı ayrı gerçekleştirdik çünkü bu 3'lü geçen iki gün fazla gelmişti bana. Neyse yine karıştı... Bütün bunlardan sonra biz zaten çıkmaya başladık ve hem çevremizin hem de okulumuzun en gözde ve sevimli çiftlerinden olduk. Aylarca süren bu mükemmel ilişkimiz o yurtdışına 3 aylığına gittikten iki buçuk ay sonra tarafımdan son buldu. Ve bunda, ilişki başladıktan 2 hafta sonra çıkagelen bir ay sonra tekrar giden ve sonundan 2 veya 3 hafta önce tekrar hortlayan Vodka hortlağının hiçbir katkısı olmadığını son derece dürüst bir şekilde söyleyebilirim. Ne de olsa kendisi bir horlak. Ve kendisinden en son bir hafta önce haber aldım. Sayko ile yaşadığımız ilişkimizin de aslında beni derinden etkileyen birçok olayı oldu ama onlar bir özeti hak etmiyorlar. Hakkını vermek lazım ve ben birçoğunu anlatmaya henüz hazır değilim...

Şimdilik bu kadar özet yeterli gibi göründü bana...Zaman geçtikten sonra ne kadar kolay anlatılıyormuş, her şey olurken çok acı veren tecrübeler yaşandı oysa ki...

20 Ocak 2011 Perşembe

Hadi be Allah'ım gör şu kulunu bir el at daa

   Olağanüstü hal ilan ettikten sonra ilk defa yazıyorum. Aslında kaç kere elim gitti klavyeye de henüz yazabilecek kıvamda değildim sanırım. Vodkacan'la herhalde bir aydır falan görüşmüyoruz. En son irtibat kurduğumuzdan beri henüz bir ay olmadı ama çok yakın. Hakkında edinebildiğim tek bilgi, ablası bana "Vodka da o sırada odadan çıktı 'bla bla' dedi" gibi şeyler söylemesi ve/veya evde olduğunu bi şekilde cümle içinde kullanması aracılığıyla gerçekleşiyor. Ama sor bana uyuyabiliyor muyum diye?? Yok anacım nerde? Paso ablasının kollarında salya sümüğüm. 

   Konuyla alakalı bombamız şudur ki; ben gelinim.