21 Ekim 2010 Perşembe

Yok Artık Daha Neler Mr. Vodka!

   Ne geceydi ama... Bir ara çok sevdiğim bir barda otururken dalmışım öyle, düşünüyorum. Daha doğrusu hayal ediyorum. Karşılaşmışız, gelmiş yanıma, ben gözlerimden yaşlar akarken bir köşede tutmuşum bunu "bırak beni! N'olur bırak, gideyim... Dayanamıyorum artık." diyorum. O kadar yorgundum ki, daha fazla bu kaosun içinde bulunmak istemiyorum. Her gün daha da artıyor, her paylaşımda daha da büyüyor içimdekiler. Ki karşılaşmıştık ama benim hayalimdeki aynı gece ikinci bir karşılaşmaydı.


   Gecenin başına dönecek olursak.



   Bir daha mesaj attım onlar dışarı çıkarken. Tabi ki yine cevap gelmedi. Artık yapabilecek bişeyim yoktu salak salak oturup sarhoş olmaya çalışmak ve çılgınlar gibi eğleniyormuş gibi yapmak dışında. Sonra, madem salak salak oturuyorum, bari hakkını vereyim dedim ve eski sevgilimin mesajındaki soruya cevap vermeye karar verdim, yerimi bildirmek suretiyle. Hani yakınlardaysa eğer gelirdi, kapıya çıkardım. O bana sarılırdı bu da görür kıskanırdı. Kıskanıyor arada ama yine de sahiplenmek için ciddi bir girişimini görmedim. Neyse, eski sevgilim yakında bir yerdeydi ama erken çıkamadı o yüzden de oraya ben çıkmadan gelemedi. Ben de hedefime ulaşamadım. Bütün bunlar olurken Mr. Vodka yanıma geldi, kusura bakma falan filan saçmaladı. Yukarı çıkarken de mesajı geldi "yavrum kusura bakma gördüğün gibi işte. Aklımda olay unutmadım yani ararım ben seni öptüm". Çok daha fazla sinirlendim. Yani para olayı evet önemliydi çünkü aileme karşı zor durumda kalmıştım ama Bermuda Aşk Üçgeni'nde olmak çok daha rahatsız edici geldi o sırada. Ararım ben seni öptümmüş. Yok ya?? "Gördüğüm gibiyi ayarlardın her türlü de neyse" falan filan yazdım ben de. Daralmaya devam ettim yine. 


    Bu sırada sıkça dışarıya çıkıp telefonda konuşmam gerekti arkadaşlarımla, buluşacaktık da. Tamam... Biraz da ben fazladan görüşme tribine girmiş olabilirim. Kendimi gözüne gözüne sokmak için. Ama bilinçli olarak yaptığımı da söyleyemem... Tabi ki gördü, yanındaki şıllık da gördü beni ama ne var ki o beni tanımıyor. Halbuki ben onu çok iyi tanıyorum, kardeşinin adını, hastalığını, kendisinin psikopatlığını... Dişlerinde de tel var sanırım ama o konuda net bilgi veremem. Ayrıca kardeşimi taksiye bindirmek için de çıktım. Bu konuda zorunluydum ama =))


   Neyse... Dönüp biraz daha "eğlendikten" sonra diğer arkadaşlarımın yanına, şu en başta bahsettiğim yere gittim. Eğlendiğimi ya da mutlu olduğumu söyleyemem. Kötü bir cumartesi gecesiydi yani. Orda en fazla bir ya da iki bira içmişimdir. Muhabbet de yoktu masamızda. Garip bir ekip olduk. Yan masadaki çocuklarla tanıştım, onlarla muhabbet ettim. Fena değildi. Yemin ederim, hiçbirine yazmadım, yan gözle bakmadım. Zaten herhangi bir erkekle daha uğraşabilecek modda da değildim. Gecenin sonunda çok daha geç ya da artık sabaha karşı olduğundan daha erken saatlere kadar açık olan bir bara geçtik. Orda eğleniyordum. Dans ettik bir ton. Veeeee... Tahmin edin ne oldu??? 


   Ta ta ta taaaammm!!! Mr. Vodka yanında Sn. Kaltak'la. Kaltak ağır olmuş olabilir. Yelloz olsun o. Kaldım öyle, yok artık dedim. Benim oraya gideceğimi biliyor. Hep oraya giderim gecenin sonunda. Çok nadirdir gitmediğim. O da yanımdakilerden kimse gitmek istemiyorsa. Ama benim orda olma olasılığım %99'dur. %1'lik ihtimalin de hiçbir önemi olmaması gerek. Yine de ordalardı. Böyle bir hatun olamaz. Etrafa daha ketum, daha sinirli, daha uyuz bakan ve insanlardan daha fazla tiksinen bir insan daha görmedim! Bunu konu o olduğu için söylemiyorum. Ciddiyim. Üstelik çirkin. Ve bu konuda da ciddiyim. Niye onunla olduğuna gerçekten kafam yatmıyor. Uyumsuz, kavgacı, sorunlu, çirkin. Üstelik onu da aldattı.


   Bir süre takıldılar karşımda. Kadın cinsiyeti işte. Gözümü onlardan ayırmamama rağmen onlara bakmıyor gibi yapmayı başartıyor bu X kromozomu. Birlikte bu kadar mutsuz bir çift olamaz... (Bunlar da ara yorumlar) Mr. Vodka da bizi izliyordu. E gördüm tabi, dik dik bakıyordum dedim ya. Sonra gittiler. Bir süre sonra biz de sigara içmeye çıktık ve mekandan ayrıldık. 


   İki arkadaşımla eve geldiğimizde saat sabah 6 ya da 7 falandı heralde. Ben kardeşimle uyudum. Şarjım bitmişti. Telefonum kapalı olarak şarjdaydı. Sonra bir ara uyanıp telefonumu açtığımda Mr. Vodka'dan mesaj vardı. Sabahın 8.30'unda kalkıp bana msj atmış. Hesap numarası versem olur muymuş. He dedim olur, al bu hesap numaram da sen rüyanda mı gördün o saatte para olayını falan filan. Meğer Yalova'ya geçmiş. Ordan çıktıktan sonra hatunu bırakmış evine, sonra sokakta takılmış biraz, içmiş miçmiş. Sonra da kalkıp otobüse binmiş sanırım. 


   Pazar günü baya mesajlaştık. Sinemadaydım, erken cevap veremiyordum. Bu sefer de kızdı beyimiz daha hızlı yazsam olmuyor muymuş diye... Kanyon'un ortasında kafamdan alevler çıkarıp bayılasım geldi gerizekalı yüzünden. N'apıyorsun arkadaşım??? Amacın ne yani ????
Kardeşimle yediğim yemekten sonra yanlış daha doğrusu yırtık olan kotumu giydiğimi fark etmiş olmam sonucunda kot alıp arkadaşlarla buluştuk. Sonra daha önce bahsettim mi bilmiyorum; bir arkadaşımın barı var, oraya geçtik. Bu sırada ben hala söz konusu geri zekalıdan mesaj falan bekliyorum. Buna da bir isim bulalım, yazık geri zekalı kaldı adı. Benim bile içim sızladı açıkçası. Mr. Vodka, bu olsun adı. Sebebi var da neyse. 11 buçuk falandı, ben attım mesaj. 12 gibi çıkar çünkü genelde. Cevap gelmedi ama 12'den biraz sonra kendisi geldi Sn. Kaltak'la. Kardeşim de bilmem ne öğretmenine benzetmiş benimkini. Bakıyor dikkatli dikkatli suratına, bir de beni çağırdı dibine, kulağıma söylüyor bunu adamın yüzüne bakarak. İsyan ettim tabi "napıyorsunn?? Mr. Vodka ooo!". Çıktılar yukarı falan ama beğenmediler herhalde ki dışarda oturmaya karar verdiler. O geçişleri sırasında ben de kendimden geçtim de belli etmedim. Bunun yerine bir sigara yaktım.

Hiç yorum yok: